22 Ağustos 2011 Pazartesi

Exam



İngiltere yapımı psikolojik bir gerilim filmi olan bu yapıtın konusu gerçekten alışıldık değil bilakis hafızalarınızda kesinlikle yer edecek ve zihninizi sürekli kurcalayacak bir konuya sahip. Yaklaşık 90 dakika olmasıyla beraber bütün karakterleriyle sizi içine doğru sürükleyen ve olayları çözmeye çalışırken bir yandan da sizi kaptırıp götürebilen şahane bir eser. IMBD 6.8 puanı layık görmüş ama buna aldanmayın, izlerken düşünmeyi düşünürken kendinizi geliştirmeyi seviyorsanız bu film sizin için doğru adrestir.








Konusuna gelecek olursam; ardı ardına yapılan sınavlar sonucu son aşamaya kalmış olan 8 kişinin sınav mücadelesini anlatmakta. Kazanan ya da kazananlar, bu sınavı düzenleyen dünyaca ünlü çok büyük bir firmada yüksek mevki sahibi olacak ya da olacaklardır. Ve sınav süresi 80 dakikadır. Sınavın ne kadar zor olduğunu size bırakıyorum, eğer ki doğru cevabı bulabilirseniz önünüzdeki 80 yılı garantiye almış olacaksınız.


Gereksiz not: Uzun zamandır bazı sebeplerden dolayı giriş yapmıyordum ama artık buradayım, güzel filmlerle karşınızda olmaya devam edeceğim. 


Raven-harpy'i seçtiğiniz için teşekkür eder, bir başka tıklanmada görüşmek üzere esenlik dolu günler dileriz.

29 Nisan 2011 Cuma

SEVEN POUNDS 


Nasıl anlatsam bilemiyorum. Bu filmi izlerken günlük hayatta gözünüzden kaçan birçok şeyin farkına varacağınızdan şüpheniz olmasın. Ölümü ve yaşamı, an ve an düşünüyor olacaksınız. Çok anlamlı bir dram. Hele hele melankolik bir anınıza denk getirirseniz, olacaklardan ben sorumlu değilim.
 
Seven Pounds Fragman
 

"Tanrı dünyayı 7 günde yarattı. Ben benimkini 7 saniyede yok ettim."

Film bilgilerine değinecek olursam 120 dakikalık Will Smith'in baş rolünü oynadığı 2008 çıkışlı bir dram yapımı. Yüce IMDB tarafından 7.6 almış zira +8 verilesi bir film  -film gurmesi konuştu dağılın- bana göre.
Filmi dikkatlice takip edin, kesinlikle önyargıyla yaklaşmayın. Özellikle başındaki telefon sahnesi; filmi ikinci kez seyredişimde bu sahneyi izlerken ansızın göz yaşı bezlerim çalıştı. Şu anda da çalışmak istediler ama tenkit ettim söz dinlediler neyse.

Konu olarak ana karakterimiz, 7 kişinin yaşamını değiştirmeye çalışıyor. Bu 7 kişiyi opiti piti yaparak seçmiyor tabii ki. Yani konusunu nasıl anlatsam bilemiyorum bu noktadan sonra her nacizane kelimem sizi spoil edebilir. Aşk, kaybedilen yaşamlar, yapılan hatalar, zor kararlar, azimli arayışlar, yeniden doğuşlar... Böylesine kararlı bir adam olmak istiyorum!

Ama bir şeyi daha istiyorum biliyor musunuz? Bu filmi izleyerek karar vermedim buna, daha önceden karar vermiştim. Organlarımı bağışlamayı. Caiz olsa, kalan parçalarımı kül yaptırıp vazo içinde torunlarımın evinde -sapıtır- sonsuza kadar yaşamayı. Beni boşverelim -ayıp- filmdeki deniz analarından bahsedelim. Ben'in -Will Smith'in- en sevdiği hayvandır kendileri, ayrıca bir o kadar da ateşli. Bu arada, filmde kısa bir sahneyi sansürlemeniz gerekebilir, sıcak dakikalar yaşanmakta fakat genel anlamda temiz.


Kutu Denizanası

Dünya üzerindeki en zehirli deniz hayvanları arasındaki bu canlı, 70 insanı zehirleyebilecek kapasitede zehre sahip. Kuzey Avustralya'da bulunan bu hayvanın lakabı denizlerin yaban arısı imiş. Ortalama ömürleri 100 yıl olan bu dehşet verici ama görünüş olarak da bir o kadar masumune bu canlılardan korunmanın yolu ise kadın çorabı giymekmiş! Evet böyle fantezik bir yaratık işte. Ya da "ah şu kadın milleti" mi demeliydim.


Son olarak, araba kullanırken telefonunuzla ya da herhangi bir şeylerle ilgilenmeyin. Yola odaklanın.
 
Filmi Türkçe dublajlı HD kalitesinde online izlemek istiyorsanız, buyrun.
İyi hafta sonları, iyi seyirler ^.^

23 Nisan 2011 Cumartesi



You Don’t Know Jack




İlginçtir ki bu film 24 Nisan 2010 tarihinde vizyona girmiş ve ben bu yazıyı o tarihten tam 365 gün sonra hazırlıyorum. Tesadüf mü yoksa tevafuk mu? Hahah neyse filme giriş yapalım biz iyisi mi.

Ünlü oyuncu Al Pacino'nun baş rolünü aldığı bu film, Doktor Jack Kevorkian'ın yaşamından bir kesiti ele almaktadır. İyileşme umudu kalmayan hastaların ölmesine yardım ederek kamuoyunun gündemine oturan meşhur doktorun, "haklı mı yoksa haksız mı" olduğunu size bıraktığım çok hoş bir biyografi yapımı olan bu dramatik film, aziz IMDB tarafından 7.8'lik şık bir puan almış. Savunduğunuz görüşlerin arkasında sonuna kadar durabilmek ve basamakları kimi zaman birkaç dostla kimi zaman ise tek başınıza çıkabilmek her insan evladının yapabileceği bir şey değil öyle değil mi? 

Filmde ötenazi uygulamasının kabul görülürlüğü yani hukuk ve insanlar tarafından onaylanması için doktorumuzun verdiği mücadele anlatılmaktadır. Ötenazinin ne olduğunu bilmeyebilirsiniz, basitçe anlatmam gerekirse son demlerini yaşayan birinin yaşam ünitesinin fişini çekmek veya yüksek dozda ilaç enjeksiyonu ile acısız bir şekilde ölümünü gerçekleştirmektir. Dinimizde -bir dakika ben taoisttim- islamiyette günah olan -beyin ölümü durumunda bunun caiz olabileceği tartışmaları bulunmaktadır- ve kısacası intihar etmenin farklı koşullardaki tıbbi bir ismidir. Filme geri dönüş yapacak olursam, açıkçası ilk hastasında garip duygularımın kurbanı oldum lol. Öyle çerez yiyerek izlenilecek bir film değil ve başlangıçtaki sığ ilerlemeden dolayı pek hoşunuza gitmeyebilir zira kesinlikle izleyin demesem de izlenilmesi gereken bir film bence. Al Pacino gerçekten harika bir oyuncu.

Filmin galasında Pacino ve Kevorkian kameralara böyle yansımışlar. Baksanıza doktor pek bi neşeli hahah. Çok iyi niyetli oluşumdan dolayı spoil etmek istemiyorum ve bu sahne hakkında yorum yapmama hakkımı kullanıyorum. Ayrıca filmde, "Esaretin Bedeli" ağıza alınıyor, hoş bir reklam. Gerçi pek de reklam denemez buna, o filmi izlemeyen gidip camdan atlasın. Ya da ölümcül bir hastalığa yakalanıp İsviçre'ye yerleşsin, 6 bin $ bayılıp ötenazi hakkını kullansın ahahah.

Filmi Türkçe dublajlı HD kalitesinde online izlemek istiyorsanız, buyrun.
İyi hafta sonları, iyi seyirler ^.^